Rus Savaşının Alımlanması
Prof. Dr. Ali Osman Öztürk (Necmettin Erbakan Universität, Konya – TÜRKEI)
Email: alozturk10@gmail.com
Abstract (Turkish)
Neuruppin, Berlin’in kuzeybatısında küçük bir şehir olup adıyla anılan popüler Resim albümleriyle ünlüdür. Şablonlara göre elle renklendirilen ve tek sayfalık bu resimler özellikle 19. Yüzyılda zirve yapmış ve geniş halk kitlelerinin yerli ve yabancı dünya imajını belirlemede büyük bir rol oynamıştır. Satın alındıktan sonra çoğunlukla çöpe atılan bu resimler, şimdi müze malzemesi olarak nadir eserler arasına girmiş, şimdi Neuruppin, Berlin, Straßburg, Münih gibi şehirlerde sergilenmektedir.
Bu resimlerin yayıncıları Kafkasya Osmanlı-Rus Savaşları’na da büyük önem vermişler ve özellikle Kafkasya Ordusu, Rusların Kars, Ardahan, Beg-Mahmed ve Seidikan saldırılarını “Kriegsbilder aus dem Orient (Doğudan Savaş Resimleri” başlığı altında belgelemişlerdir. Bunlardan Kriegsbilder aus dem Orient No: 2, 3, 6, 7, 8, 12 ve başlıksız 1 tane olmak üzere toplam 7 resim Kafkasya savaşları ile ilgili görünmektedir: Bkz. Oehmigke & Riemschneider [OR] 6377 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 2) (Die ersten Gefechte der Kaukasus–Armee), OR 6378 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 3) (Das Bombardement der türkischen Festung Kars), OR 6382 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 6) (Erstürmung der Festung Ardahan am 17. Mai 1877), OR 6384 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 7) (Nachtgefecht bei Beg–Mahmed am 31. Mai 1877), OR 6386 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 8) (Schlacht bei Seidikan), OR 6422 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 12) (Schlacht bei Kars am 14. und 15. October 1877), OR 2458 (Başlıksız) (Russischer Lagerplatz im Kaukasus – Aussenfort der Verschanzungen in Kalafat)
Makalemizde, Heimat Museum Neuruppin ve Museum Europäischer Kulturen Dahlem/Berlin müzelerinden elde edilen resimler kullanılacak ve Almanlar tarafından bu „19. Yy. görsel-edebi kitle iletişim aracı“ [Peter Heßelmann 1994] olan bu popüler resimlerde Kafkasya Osmanlı-Rus Savaşı hakkında nasıl bir tablo ortaya konulduğunu göstermeye çalışacağız. Malzememizi yalnızca resimler oluşturmayacak, aynı zamanda resim üstü ve altlarında yer alan yazılı bilgilendirme ve yönlendirmeler de değerlendirilecektir. Çünkü „bu resimler eğlenme-bilgilenme ve ciddi haber magazini özelliklerini birleştiren bir işlev görmektedir” [Bellmann 2000: 6].
Abstract (Englisch)
Neuruppin, which is a small city in the Northwest of Berlin, is famous with popular picture albums having its name. These one-page picture colored by hand hit the top and played an important role in determining both local and worldwide images of the mass, especially in 19th century. Mostly casted awey after being bougt, they are now regarded as rare artworks which are museum staff and being exhibited in cities such as Berlin, Neuruppin, Strassbourg and Munich.
The printers of these pictures focused i.a. the Russian-Ottoman War of 1877-1878 also documented Russia’s declaration of war against the Ottoman Empire and the occupation of the Turkish cities by the Russian Caucasus Army. A series of pictures summarizes these acts of war under the title “War Pictures from the Orient”. So far there are seven picture sheets, which in particular the Russian Ottoman war in Caucasia is thematized (s. Oehmigke & Riemschneider [OR] 6377 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 2) (Die ersten Gefechte der Kaukasus–Armee), OR 6378 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 3) (Das Bombardement der türkischen Festung Kars), OR 6382 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 6) (Erstürmung der Festung Ardahan am 17. Mai 1877), OR 6384 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 7) (Nachtgefecht bei Beg–Mahmed am 31. Mai 1877), OR 6386 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 8) (Schlacht bei Seidikan), OR 6422 (Kriegsbilder aus dem Orient No: 12) (Schlacht bei Kars am 14. und 15. October 1877), OR 2458 (untitled) (Russischer Lagerplatz im Kaukasus – Aussenfort der Verschanzungen in Kalafat)
In my paper, pictures taken from Heimat Museum Neuruppin and Museum Europäischer Kulturen Dahlem/Berlin will be used and we are going to show how the recipients of these “infotaining pictures” (Bellmann 2000: 6) the Russian Ottoman War 1877-1878 have perceived that “this visual/literary mass communication tool of 19th century” (Heßelmann 1994) have made.
Key words: Neuruppiner Bilderbogen, popular pictures, Russian Ottoman War 1877, Orient, Reception.
- Giriş[1]
Neuruppin, Berlin’in kuzeybatısında, küçük bir şehir olup özellikle adıyla anılan popüler resimleriyle ünlüdür. Şablonlara göre elle renklendirilen tek sayfalık bu resimler 18. ve 19. yüzyıllarda Orta ve Kuzey Avrupa’nın beğenisini kazanmış ve (tıpkı Fransa’da Epinal, Almanya’da Münih, Nürnberg ve Augsburg baskıları gibi) geniş halk kitlelerinin yerli ve yabancı (bazen egzotik) dünya imajını belirlemede büyük rol oynamıştır. Satın alındıktan sonra çoğunlukla çöpe atılan bu resimlerden geri kalan çok az sayıda örnek, şimdi müze malzemesi olarak nadir eserler arasına girmiştir.
Gazetelere taze gündemle ilgili bir olay düşer düşmez, sözünü ettiğimiz resimleri üretenler bunu hızlıca okurun ilgisini çekecek şekilde resme döker, eksikliği hissedilen „Görsellik“ böylece sağlanmış olurdu. „Herhangi bir çarpışma, fetih veya zafer yürüyüşünün gerçekleşmesinden 14 gün sonra ilgili resimler müşteriye ulaşırdı. Resmin çizilmesi, basılması, renklendirilmesi ve dağıtımı için harcanan zaman dikkate alınırsa, bu önemli bir başarı demektir“ (bkz. Bellmann 2000: 7).
Bu resimleri, konuları ve alıcılarına ve dolayısıyla amaçlarına göre türlere ayırıyoruz (tür adları için bkz. Zaepernick 1972): Dinsel resimler, Güncel resimler, Yaşamdan kesitler sunan resimler ve Görselleştirilen edebi ürünler [şarkılar, şiirler ve düzyazılar, resimli öyküler ve dizi resimler], Masal resimleri, Kesmelik resimler [Vecizeler, her türden görseller], Elişi ve Hobi resimleri [Asker resimleri].
Neuruppin Resimlerinin yabancı dünyaya büyük bir merakı vardı; „zamanın resimli gazetesi, çağının daha sonraki yıllarda görülen ulusal heyecanına henüz kapılmamış resimli seri haberler üreten tarihçisi“ (bkz. Schmidt 2001: 215) niteliğindeki bu güncel resimler ve resimli tefrikalar içinde değişik meslekleri, sınıfları ve yabancı ülke mensuplarını renkli kıyafetleri ile gösteren (bkz. Zaepernick 1972: 41, 44) „Her türden görseller“ arasında Türkiye ve Türklere ilişkin konu ve motiflerin de ele alındığını görüyoruz (ayrıntılı bilgi için bkz. Öztürk 2013: 227-236). Benim Neuruppin Şehir Müzesi’nde bulduğum Türk motifli resimlerin sayısı toplam 89’dur. Bunlar konu ve motif alanına göre 10 başlık altında toplanabilir: Savaş resimleri, ordu veya asker resimleri, Osmanlı padişahları, (Şark motif ve figürleri içeren resimli öyküler üzerinden verilen) ahlaki öğütler, kıyafetler, Türk paşaları, şehir resimleri, Türk-Fransız ilişkileri, Türk (Asyalı) aile yaşamı ve cami.
Makalede, „19. Yüzyılın görsel-yazılı kitle iletişim aracı“ (bkz. Peter Heßelmann 1994) olan bu Neuruppin resimlerinin, yayınlandıkları tarihte, Kafkasya Osmanlı-Rus Savaşlarını Alman kamuoyuna nasıl sunduğunu göstermeye çalışacağız. Araştırma malzememiz yalnızca görsel ile sınırlı kalmayacak, aynı zamanda resim üstü ve altlarında yer alan yazılı bilgilendirme ve yönlendirmeler de dikkate alınacaktır. Zira „bu resimlerin ‚Yellow Press’ ve ciddi haber magazini özelliklerini birleştirerek” (bkz. Bellmann 2000: 6) günümüzdeki resimli gazetelere benzer bir işlev gördüklerini unutmamalıyız.
- POPÜLER RESİMLERİN OSMANLIYA İLGİSİ
Neuruppin’de basılan popüler resimlerin Osmanlı (Türk) Devleti’ne ilgisi diğer Avrupa devletlerine gösterilen den pek farklı değildir. Dönemin dünya politikasında önemli bir yeri olan Türklerin Asyalı bir millet olarak yaşam biçimi, gelenekleri, giyim-kuşam adetleri, başkenti, yöneticileri, dini, askeri ve ordusu hep merak edilmiş ve sade halk için bazen hayali bazen bir kaynağa dayandırılarak resimlenmiştir (ayrıntılı bilgi için bkz. Öztürk 2013: 227-236).
Birinci Dünya Savaşı bağlamında başta Avrupa, Hindistan, Rumeli ve Kafkasya olmak üzere çarpışmalarını olduğu bölgelerden gelen haberler Alman popüler resim matbaalarının da ilgi alanına girmiş, bu kapsamda çok sayıda resim basmışlardır. Bunlardan Balkan Savaşları ile ilgili bir bölümünü başka bir yerde (bkz. Öztürk 2017) değerlendirmiştim. Aşağıda yine aynı tarihlerde Kafkasya’da geçen Türk-Rus savaşlarıyla ilgili bir grup resme odaklanmayı amaçlıyorum.
Alman popüler resimlerin Kafkasya ilgisi burada esas itibariyle 93 harbiyle ilgili resimlerden önce başlamıştır. 1850‘li yılların başından itibaren Osmanlı piyade, topçu ve süvari sınıflarına ait askeri resimler (örneğin OR[2] 2289 [Jg. 1853] OR 2970 [Jg. 1856]) ve 1871 yılında Hicaz’da ölen[3] ve1830’lu yıllardan beri Ruslara karşı savaş veren (Şeyh) İmam Şamil’in resmi bunu göstermektedir (bkz. OR 2488 [Jg. 1854/55]). Diğer yandan Türk-Rus Kırım Savaşı da popüler resim basan matbaaların ilgisini çekmiş, dönemin muzaffer komutanı Ömer Paşa gibi askeri erkânın resimlerini yayınlamıştır (bkz. K 2771: „Ömer Paşa hält Musterung über seine Soldaten“; K 2773: „Gefecht bei Kalarasch“; K 2823: „Sturm-Angriff auf die türkische Festung Silistria durch die Russen“; K 2824: „Die Vertheidigung und Sieg der türkischen Festung Silistria gegen die Russen“). Keza 19. Yüzyılın önemli savaşları da dikkat çeken olaylar olmuştur (Kırım, OR 2590: „Bombardement auf Sebastopol“ [Jg. 1855], OR 2560 „Das Gefecht am Malachof Turme“ [Jg. 1855], OR 2387: „Mörderische Schlacht bei Silistria“ [Jg. 1854], OR 2553: „Schlacht bei Eupatoria“ [Gözleve] [Jg. 1855]).
2.1. Doğu’dan Savaş Resimleri
2.1.1. Kişinev’de Çar’ın Rus Kafkas Ordusunu Teftişi
Resim 1: (OR 6375: Kriegsbilder aus dem Orient 1: Russische Kaiser-Parade zu Kişineff) [4]
Altyazı: „23 Nisan 1877’de Rus Çarı Kişinev’de, Türk Sınırını geçmek üzere savaşa hazırlanan ordusunu teftiş etti ve burada şu önemli konuşmayı yaptı: “Bab-ı Ali, Hristiyan Avrupa’nın oy birliği ile ifade edilen arzusuna rıza göstermedi ve imzalanan protokolün kararlarına uymadı. Tüm barışçıl çabalarımızı tükettikten sonra, Bab-ı Ali’nin kibirli inatçılığı yüzünden, belirleyici eyleme geçmeye mecbur bırakıldık. Başka çare kalmadığı duygusu ve kendi onurumuz bunu gerektirdiği hissiyatı bize bu görevi yüklemektedir. Bab-ı Ali’nin reddedici tutumu bizi silaha sarılma mecburiyetinde bırakmıştır. Gerekli gördüğümüz ve Rusya’nın onurunun gerektirdiği anda, bağımsız hareket edeceğimizi açıkça ifade etmiştik. Bugün kahraman ordumuz için Tanrı’nın yardımını niyaz ederek, Türkiye sınırını geçmenizi emrediyorum.”
2.1.2. (Rus) Kafkasya Ordusu’nun ilk Çarpışmaları
Resim 2: (OR 6377: Kriegsbilder aus dem Orient 2: Die ersten Gefechte der Kaukasus-Armee)[5]
Altyazı: „Büyük Prens Michael’in emrindeki Rus Kafkasya Ordusu, Çarın emriyle 24 Nisan[6] günü Kafkas-Türk sınırını aşarak Türk sınır devriyelerini esir aldılar. İlk ciddi direnişi Duslaba köyü yakınlarında Türk hafif süvariler ve süvari birlikleri gösterdiler, ancak Rus süvarileri ve Kazakları tarafından geri püskürtüldüler. Bir alay (Sfotnie Karapanachen) sancaklarıyla Rus tarafına geçti. Rus Ordusu’nun sağ kanadı aynı günün akşamı şiddetli çarpışmalardan sonra Mahstanie yakınındaki Türk kampını ele geçirdi ve kampta bulunan alet-edevatın dışında 9 subay ve 100 askeri esir aldı. Düzenli Rus birlikleri ve Gurili milisler acımasız çarpışmalar esnasında kahramanlık destanı yarattılar.“
2.1.3. Kars Kalesinin Bombalanması
Resim 3: (OR 6378: Kriegsbilder aus dem Orient, No. 3: Das Bombardement der türkischen Festung Kars)[7]
Altyazı: „Türkiye’nin Asya yakasında bulunan Duslaba ve Machstanie yakınlarında Rusların lehine sonuçlanan çarpışmalardan sonra (Rus) Genel Kurmayının bir sonraki hedefi Kars Kalesi’ni ele geçirmekti, bu amaçla General Chavchavadze’yi, 27 süvari bölüğü ve 16 topla birlikte Saim kampından keşfe gönderdi. O da önce Kars Kalesi’nin etrafını dolaşarak oradan Erzurum’a giden telgraf bağlantısını kesti, bu arada, Türk Ordusunun Mareşal Muhtar Paşa’yla birlikte Erzurum’a dönen bir bölümüne rast geldi. Piyade eksiğinden ötürü bir çatışmaya girmeyi düşünmeyen Ruslar, taşınan malzemeyi ganimet olarak alıp dönmekle yetindiler. Bu arada General Yaveri Loris-Melikof 12 tabur, 5 süvari bölüğü ve 40 topla birlikte Kars üzerine yürümüş, hemen toplar için gerekli tahkimatı kurdurmuş ve bombardımana başlamıştı. Türkler, Rusların niyetini çok geç fark etmişlerdi, bu nedenle kaleden dışarı çıkarak yaptıkları girişimler sonuç vermedi ve yaralı/kanlı başlarıyla geri dönmek zorunda kaldılar.“
2.1.4. Ardahan Kalesinin Düşmesi, 17 Mayıs 1877
Resim 4: (OR 6382: Kriegsbilder aus dem Orient, No. 6: Erstürmung der Festung Ardahan, 17 Mai 1877)[8]
Altyazı: „Kars’ın kuzey batısında bulunan ve oldukça sağlam yapıdaki Ardahan Kalesi, General Loris-Melikoff komutasındaki Rus Kafkasya Ordusu’nun sağ kanadı tarafından birkaç günden beri kuşatma altında tutuluyordu; 16 mayısta Gulaverdi tepesinde bulunan dış kalelerden ikisi (ki bunların arasında İngiliz mühendis tarafından inşa edilen “İlerioğlu” da bulunmaktadır) ele geçirildi. 16 mayısı 17 mayısa bağlayan gece Ruslar ele geçirdikleri kalelerin yakınına dokuz ağır batarya yerleştirdi ve bunları ağır kalibreli 40 top ile tahkim ettiler. 17 mayısın sabahı erkenden, kale ve iç kalenin bombardımanı başladı. Kalenin içinde kısa sürede yangınlar çıktı. Öğlenden sonra Rus generalin, kale duvarında bir delik açılması emri akşam altıya doğru tam olarak yerine getirildi. Artık her şeyiyle planlanmış olan ve Erivan, Tiflis, Bakü Piyade Alayları ve istihkâmcılarla (Siper kazıcıları) yürütülecek saldırı başlıyordu. Türkler böyle sert ve hiç beklemedikleri çarpışmaya uzun süre dayanamadılar, geri çekilme harekatı bozguna döndü, Kazaklar bu esnada önemli bir rol oynadılar. Akşam saat 9’da Rus Ordusunun tamamı ilerleme pozisyonunu tamamlamıştı ve törensi bir ibadet (ayin) ile kanlı gün sona erdi. İki ordunun da ciddi kayıpları oldu. Ruslar kalede aralarında çok sayıda Krupp ürünü bulunan 82 top, levazımat ve 14 tabur Türk askeri ve önemli sayıda mühimmat ele geçirdiler.“
2.1.5. Beg Mahmed Gece Çarpışması, 31 Mayıs 1877
Resim 5: (OR 6384: Kriegsbilder aus dem Orient, No. 7: Nachtgefecht bei Beg-Mahmed am 31 Mai 1877)[9]
Altyazı: „31 Mayıs günü Çerkez beyi Musa Paşa, (IV.) Ordu komutanı Muhtar Paşa’dan 4000 Çerkez süvarisi alarak hızla Erzurum’dan Kars’a yürümesi emrini aldı. Maiyetindeki bu süvari konvoyu ovalık bir köy olan Beg Mahmed yakınında dinlenmek için mola verdi, fakat gerekli nöbetçi görevlendirmesi yapılmadı. Gözcülerin verdiği bilgiyle bundan haberdar olan Ruslar için, tüm kampı çember içine almak çok kolay oldu; piyade atışlarıyla Türk süvariler neye uğradıklarını şaşırdılar. Karanlıkta yaşanan kargaşanın boyutu inanılmazdı. Musa Paşa hemen içine düştüğü durumun farkına vardı, ama teslim olmayı reddediyordu. Çemberi gittikçe daraltan Rusların baskısı artıyor, Türkler can havliyle çarpışıyorlardı, fakat nafileydi. En sonunda Ruslar süngü savaşına geçtiler ve korkunç kanlı bir katliama sebep oldular, hiç merhamet etmediler. Bu katliamda yaklaşık 200 Türk canını zor kurtardı, ölenler arasında Musa Paşa da vardı. Bu olay sonuç itibariyle Türkler için, Muhtar Paşa’nın hemen hemen tüm süvari birliğini kaybetmesi ölçüsünde büyük bir darbe oldu.“
2.1.6. Seidikan Meydan Muharebesi
Resim 6: (OR 6386: Kriegsbilder aus dem Orient, No. 8: Schlacht bei Seidikan)[10]
Altyazı: „Asya savaş bölgesinden haber var: 16 Haziran Cumartesi 6 Rus piyade birliği, güçlü bir top atışı desteğinde genel bir taarruza geçti. Türkler aralıksız bir karşı ateşe başladılar. Ruslar buna rağmen ilerlemeyi sürdürüp, Türklerin sağ kanadına güçlü bir bölük göndererek iki tarafın arasındaki sırtları aşmayı başardılar. Türkler toplarının başında ölüm kusan Rus topçusunun atışına iki saat dayandılar. Fakat Ruslar bir tepeye dört sahra topu getirip Türk cephesini tamamen menzil altına almayı başarınca, Türkler için artık direniş gösterme imkânı kalmadı. Topçu birliği yerinden söküldü ve piyade tamamen Rus topçu atışına maruz bırakıldı. Bu arada Mehmet Paşa, askerlerinin başında şehit düştü. Türk karargâhı havaya uçuruldu ve son düşman birlikleri siperlerinden sürüldüler. Rusların süvari saldırısı da yenilgiyi perçinledi. Türkler 350 esir, 1000 ölü ve yaralı verip, bayrak ve toplarını kaybettiler.“
2.1.7. Kars (Alacadağ) Muharebesi[11], 14-15 Ekim 1877
Resim 7: (OR 6422: Kriegsbilder aus dem Orient, No. 12: Schlacht bei Kars am 14. und 15. October 1877.)[12]
Altyazı: „Rusların Kafkasya’daki ana ordusu yeni gelen alaylarla yaklaşık 70.000 askere ulaşınca, General Lazarev ordu komutanlığınca 27 tabur ve 40 topla Türk Ordusunu çembere almak için gönderildi. Bunu tamamıyla ve fark ettirmeden başararak 14 Ekimde Türklere arkadan saldırıya geçti. Orlok Tepelerini ele geçirerek Türk Ordusu nerdeyse iki ayrıldı. 14 ekim sabahı saat 6’da Rusların genel saldırısı başladı. General Heimann 4 alayla Evliyatepe’yi (Avliar?) aldı. Böylece Türk ordusunun iki kanadı arasındaki bağlantı tamamen koptu. Bir taraf Muhtar Paşa ile Kars’a kaçtı. Diğer 3 bölüklük asker, sağlam pozisyonda Alacadağ’da tamamen çember içinde kaldı. Akşam saat 8’de bunlar da teslim olmak zorunda kaldılar. 7 paşa ve 5000’in üzerinde asker Ruslarca esir alındı ve ayrıca 50 top ve Türk kampının tamamına el konuldu.“
- Değerlendirme
Resim 1 (Kişinev’de Çar’ın Rus Kafkas Ordusunu Teftişi)’de Rus Çarının (İkinci Alexander Nikolayeviç) Kişinev’de 23 Nisan 1877 tarihinde, Türk Sınırını geçmek üzere savaşa hazırlanan ordusunu teftiş ettiği ve burada önemli bir konuşma yaptığı bildiriliyor. Buna göre Osmanlı Devleti‘nin (İstanbul’da yapılan 1876 tarihli Tersane Konferansı protokolüne uymadığı, Londra’da toplanan Avrupa devletlerinin aldığı benzer kararları dikkate almadığı gerekçesiyle) Rusya’nın barışçıl çabaların tüketildiğini düşünerek, inatçı Türklere karşı savaş ilan etmeye mecbur kalmıştır. Bab-ı Ali’nin reddedici tutumu, protokolün reddini savaş nedeni sayacağını bildiren Rusya için bir onur meselesi olduğu vurgulanmaktadır. Onur vurgusunun yanı sıra Rus Çarının „kahraman ordusu“ için Tanrı’dan yardım dilemesi de, Türkiye sınırını geçmek için verdiği emri gerekçelendirmektedir.
Metin yazarının Rus Ordu kampından verdiği bu sahne, kullanılan Rus perspektifinin önemli bir göstergesidir.
Resim 2 (Kafkasya Ordusu’nun ilk Çarpışmaları)’de Çarın, Osmanlı Devletine savaş emri üzerine ilk olarak Büyük Prens Michael, 24 Nisan 1877 tarihinde Kafkasya’da Türk sınırına saldırmış, Türk sınır devriyelerini esir almıştır. Türkler, Duslaba köyü yakınlarında direniş gösterseler de etkili olmamış, Rusların güçlü sağ kanadı karşısında yenilmişlerdir: 9 subay ve 100 askeri esir düşmüştür.
Yazar, düzenli Rus birliklerinin ve Gurili milislerin şiddetli çarpışmalar esnasında kahramanlık destanı yarattıklarını belirterek, Rus tarafının verdiği bilgiyi kullandığını sezdirmektedir.
Resim 3 (Kars Kalesinin Bombalanması)’de, Duslaba ve Machstanie yakınlarında Rusların lehine sonuçlanan ilk çarpışmalardan sonra, bir sonraki hedefi Kars Kalesi’ni ele geçirmek olduğu, bu amaçla keşfe gönderilen General Chavchavadze‘nin önce Kars Kalesi’nin etrafını dolaşarak oradan Erzurum’a giden telgraf bağlantısını kestiği; General Yaveri Loris-Melikof‘un Kars üzerine yürüdüğü ve kaleyi bombaladığı anlatılmaktadır. Türkler, Rusların niyetini çok geç fark etmişler, kaleden dışarı çıkarak yaptıkları girişimlerin sonuç vermediği, yenilgiyle tekrar geri dönmek zorunda kaldıkları belirtilmektedir.
Rus perspektifi bu anlatımda da kendini göstermektedir. Örneğin Ruslar keşif esnasında maiyetiyle birlikte Erzurum’a dönen Mareşal Muhtar Paşa’ya rast gelmiştir. Piyade eksiğinden ötürü bir çatışmaya girmeyi düşünmemişler, sadece ganimet almakla yetinmişlerdir. Ayrıca Kars Kalesi’nden çıkıp perişan halde geri dönen Türkleri izleyen Rusların gözüyle olaylar sunulmaktadır.
Resim 4 (Ardahan Kalesinin Düşmesi, 17 Mayıs 1877)’te; Kars’tan sonra Ardahan Kalesi’ne saldıran General Loris-Melikoff komutasındaki Rus Kafkasya Ordusu’nun, kale duvarında bir delik açmayı başarmışlar, Türkler böyle sert ve hiç beklemedikleri çarpışmaya uzun süre dayanamamış, geri çekilme harekâtı bozguna dönmüştür. Kazaklar bu harekatta önemli bir rol oynamışlar, akşam saat 9’da Rus Ordusunun tamamı hedeflenen ilerlemeyi kaydetmişlerdir. Kanlı çarpışmaların yaşandığı gün dini bir törenle (ayinle) sona ermiştir. İki ordu da ciddi kayıplar vermiş, ancak Ruslar kalede aralarında çok sayıda Krupp ürünü bulunan 82 top, levazımat ve 14 tabur Türk askeri ve önemli sayıda mühimmata el koymuşlardır.
Yazar olayları, yine kale duvarında delik açılması emrinde, Rus ordusundaki Kazakların belirtilmesinde, gün sonundaki yapılan dini törende görüleceği üzere, bunları yakından gözlemiş gibi rapor etmektedir.
Resim 5 (Beg Mahmed Gece Çarpışması, 31 Mayıs 1877)’te; 31 Mayıs 1877 tarihinde Çerkez Musa Paşa, (IV.) Ordu komutanı Muhtar Paşa’nın emriyle hızla Erzurum’dan Kars’a yürür. Emrindeki süvari konvoyu ovalık bir köy olan Beg Mahmed yakınında dinlenmek için mola verir, fakat gerekli nöbetçi görevlendirmesi yapılmaz. Bu fırsatı değerlendiren Ruslar, tüm kampı çember içine alırlar. Saldırıya uğrayan Türkler karanlıkta büyük şaşkınlık ve kargaşa yaşarlar. Musa Paşa durumun vahametinin farkında olmasına rağmen, teslim olmayı reddeder. Rusların artan baskısı karşısından, Türkler can havliyle çarpışsalar da, boşunadır.
„En sonunda Ruslar süngü savaşına geçtiler ve korkunç kanlı bir katliama sebep oldular, hiç merhamet etmediler. Bu katliamda yaklaşık 200 Türk canını zor kurtardı, ölenler arasında Musa Paşa da vardı. Bu olay sonuç itibariyle Türkler için, Muhtar Paşa’nın hemen hemen tüm süvari birliğini kaybetmesi ölçüsünde büyük bir darbe oldu.“
Burada adı geçen Musa Paşa’nın 31 Mayıs 1877 tarihli Rus baskınında öldüğü bilgisi gerçeği yansıtmamaktadır. Zira Türk tarihçilerine göre o, 1877’de değil, 1888-89’da Erzurum’da vefat etmiştir (bkz. Konukçu 2017: 255, 271).
Enver Konukçu’nun makalesinde bu baskın şu şekilde anlatılır:
„Çerkez atlıları Kars taraflarında dolaştırıldı. Onlara baş olarak Musa Paşa tayin edildi. Yanına Kurmay Yarbay Şevket Bey de katıldı. Paşa iki top ile takviye edildi. Kars yolundaki Benli Ahmet’te Çerkezler Rus baskınına uğradı. Geceleyin kimin ne yaptığı belli olmadı. Karanlıkta göğüs göğse kılıç muharebesi oldu. Daha sonra bütün atlılar geri döndüler. En sonunda Komutanları Musa Paşa ile Şevket Bey de yaralı olarak hayatlarını kurtarabilmişlerdi.“ (Konukçu 2017: 266)
Musa Paşa, bu makaleden anlaşıldığı üzere daha sonraki savaşlarda da boy göstermektedir. Onun bir yandan tedbirsiz davranarak süvari konvoyunu tehlikeye attığını, ama diğer yandan teslim olmaya yanaşmadığını vurgulayan popüler resmin altyazı yazarı, onu savaş meydanında öldü göstermekle, Rus savaş propagandası olduğu anlaşılan haber kaynağının yanlış bilgisini aktarmaktadır.
Resim 6 (Seidikan Meydan Muharebesi)’da; 16 Haziran 1877 tarihinde genel bir taarruza geçen Ruslar, stratejik sırtları aşıp Türkleri top atışına tutar, Türkler ise buna ancak iki saat dayanabilirler. Ayrıca Ruslar tahkimatla Türk cephesini tamamen menzil altına alınca, artık direniş gösterme imkanı kalmaz. Rus topçu birliği Türk piyadeleri tamamen etkisiz hale getirir. Bu arada Komutan Mehmet Paşa, askerlerinin başında şehit düşer. Türk karargahı havaya uçurulur. Türkler 350 esir, 1000 ölü ve yaralı verip, bayrak ve toplarını kaybederler.
Genel olarak, bir Almanın değil, savaş meydanındaki bir Rus’un perspektifinden anlatıldığını gördüğümüz betimlemelerdeki (Resim 5’teki gibi) yanlış bilgilendirmenin bir savaş propagandası amacına matuf olduğunu düşünmüştük. Nitekim Resim 6’da anlatılan Seidikan Meydan Muharebesi’ne ilişkin metin kaynağının Ruslar tarafından Daily Telegraph’a gönderilen bir metin olduğunu tespit ettik (Lubojnitzky, 1877: 18).[13]
Lubojnitzky’nin yayınlamış olduğu bu metin ile 6 nolu popüler resmin metnini karşılaştırdığımızda bunu rahatlıkla görebiliyoruz.
(Lubojnitzky, 1877: 18)
Am Sonnabend (16. Juni), Morgens 6 Uhr, machten 6 russische Jnfanteriecolonnen eine allgemeine Vorwärtsbewegung unter dem Schutze eines heftigen Artilleriefeuers, dessen Granaten indeß zu kurz fielen. Die Türken eröffneten auf sie ein stetiges und wirksames Feuer. Der Feind drang indeß vor und überschritt den Hügelrücken zwischen den beiderseitigen Stellungen, eine starke Abtheilung zur Umgehung der türkischen rechten Flanke entsendend. Zwei Stunden lang hielten die Türken bei ihren Geschützen unter dem vernichtenden Feuer der russischen Artillerie mit bemerkenswerthem Muthe aus. Mit großem Geschicke das Terrain benutzend und rasch Schützengräben aufwerfend, zogen die russischen Schützenketten näher heran. So litten sie wenig von dem gut gerichteten Feuer der Türken. Um 9 Uhr brachten die Russen vier Feldgeschütze auf eine Anhöhe, welche ihnen ermöglichte, nahezu die gesammte Front der türkischen Stellung zu bestreichen. Von diesem Augenblicke an ward der Verlust der Türken groß. Ihre Artillerie ward vertrieben und die Jnfanterie fast gänzlich ohne Schutz gegen das feindliche Geschützfeuer gelassen. 20 Minuten hielten die Türken aus. Während dieser Zeit fiel Mehemet Pascha, ihr Befehlshaber, das Schwert in der Hand, in Front seiner Leute.
(OR 6386)
Am Sonnabend, den 16. Juni Morgens machten sechs russische Infanterie-Colonnen eine allgemeine Vorwärtsbewegung unter dem Schutze eines heftigen Artilleriefeuers. Die Türken eröffneten auf sie ein stetiges Feuer. Die Russen drangen trotzdem weiter vor und überschritten den Hügelrücken zwischen den beiderseitigen Stellungen, indem sie eine starke Abteilung zur Umgebung der türkischen rechten Flanke entsandten. Zwei Stunden lang hielten die Türken bei ihren Geschützen unter dem vernichtenden Artilleriefeuer aus, als jedoch die Russen noch vier Feldgeschütze auf eine Anhöhe brachten, wodurch ihnen möglich wurde, die ganze türkische Front zu bestreichen, vermochten sie nicht länger Widerstand zu leisten. Ihre Artillerie wurde vertrieben und so die Infanterie dem russischen Geschützfeuer völlig preisgegeben. Während dieser Zeit fiel Mehemet Pascha an der Spitze seiner Truppen. Das türkische Zentrum ward zersprengt und die letzten feindlichen Truppen aus ihren Stellungen vertrieben. Ein Kavallerie-Angriff der Russen vollendete die Niederlage. Die Türken verloren 350 Gefangene, 1000 Todte und Verwundete, sowie Feldzeichen und Geschütze.
Resim 7 (Kars [Alacadağ] Muharebesi, 14-15 Ekim 1877)’de; Rusların Kafkas ordusu takviye kuvvetlerle yaklaşık 70.000 askere ulaşır; General Lazarev, Türk Ordusunu fark ettirmeden çembere alır ve 14 Ekimde Türklere arkadan saldırıya geçer. Aynı günün sabahı saat 6’da Rusların genel saldırısı başlar. General Heimann stratejik Evliyatepe’yi (Avliar?) ele geçirir ve böylece Türk ordusunun iki kanadı arasındaki bağlantı tamamen kopar. Bir kanat, Muhtar Paşa ile Kars’a kaçarken, diğer (3 bölüklük asker) kanat Alacadağ’da tamamen çember içinde kalıp akşam saat 8’de teslim olurlar. 7 paşa ve 5000’in üzerinde asker Ruslarca esir alınır ve ayrıca 50 top ve Türk kampının tamamına el konulur.
Burada anlatılan savaşın serencamı, Türk tarih yazımındakine uymaktadır.[14] 93 Harbi’nin en can alıcı anlarından olan Alacadağ Muharebesi’ne ilişkin bu resim altyazısında „kaçtığı“ belirtilen Muhtar Paşa’nın tavrını, Türk tarihçiler betimlemelerinde „Kars’a doğru geri çekildi“ şeklinde ifade etmektedirler.[15]
- Sonuç
Makalemizde ele aldığımız 7 Savaş resminin, Osmanlı-Rus Kafkasya Savaşı (93 Harbi)‘nın dönüm noktaları sayılabilecek anlarını konulaştırdığı görülmektedir: Çarın Savaş ilanı, Türk Sınırına saldırı, Kars ve Ardahan kalelerinin düşmesi, Beg Mahmed Gece çarpışması, Seidikan Meydan Muharebesi ve Kars (Alacadağ) Meydan Muharebesi.
23 Nisan 1877 Kişinev’de Çar’ın Rus Kafkas Ordusunu Teftişi
24 Nisan 1877 (Rus) Kafkasya Ordusu’nun ilk Çarpışmaları
——–???——- Kars Kalesinin Bombalanması
17 Mayıs 1877 Ardahan Kalesinin Düşmesi
31 Mayıs 1877 Beg Mahmed Gece Çarpışması
16 Haziran 1877 Seidikan Meydan Muharebesi
14-15 Ekim 1877 Kars (Alacadağ) Muharebesi
23 Nisan 1877 ile 15 Ekim 1877 tarihleri arasındaki çarpışmaları ve meydan muharebelerinin ortak yönü, Çarlık Rusya‘sını Kafkasya Ordusunun Osmanlıya hep galip gelmesidir. Rusların sayıca üstün[16] olmalarının yanı sıra, bu savaş resimlerinin altyazılarında verilen bilgiye göre Türk komutanların tedbirsizliği, düşmanı iyi okuyamamaları, istihbarat eksikliği göze çarpmaktadır. Dolayısıyla kolayca bozguna uğrayıp kaçtıkları veya savaş meydanında öldükleri normal bir sonuç olarak algılanmaktadır. Musa Paşa örneğinde hem tedbirsiz hem de teslim olmamak için direnen Türklerin bu inatçılığı, Çarın savaş ilanını gerekçelendiren konuşmasında da dikkati çeken bir özellik olarak öne çıkıyor.
Musa Paşa’nın, 31 Mayıs 1877’de Beg Mahmed Gece Çarpışması esnasında muharebe meydanında öldüğüne dair bilgi yanlış görünmektedir. 6 numaralı resimde görüldüğü gibi, Ruslar tarafından gönderilen metinlere dayalı olan popüler resimlerin altyazıları, Alman okuru, Rus perspektifinden bilgilendirdiği anlaşılmaktadır. Bu da sade Alman yurttaşının Türkiye’yi ve Türkleri alımlamasının Ruslar üzerinden gerçekleştiğini göstermektedir.
Kaynakça
Bellmann, Günther (2000): „Mit einem Blick im Bilde“. Berliner Illustrirte Zeitung, 16. Januar 2000, S. 6-7.
Heßelmann, Peter (1994): Neuruppiner Bilderbogen – ein bildlich-literarisches Massenmedium des 19. Jahrhunderts. Eine Wanderausstellung. Börsenblatt für den Deutschen Buchhandel, Nr. 104 vom 30. Dezember 1994, S. A 466-A 469
Konukçu, Enver (2017): „Osmanlı IV. Ordûy-ı Hümâyunu’nda Kafkaslı Komutan Musa Paşa”. Vakanüvis – Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi/ International Journal of Historical Researches, Yıl/Vol. 2, Kafkasya Özel Sayısı/ Special Issue on Caucasia, s. 255-296.
Lubojnitzky, Franz (1877): Illustrierte Kriegschronik des Russisch-Türkischen Feldzuges 1877. auf Grund authentischer Quellen bearbeitet von Dresden Verlag von Adolph Wolf 1877, S. [18]
Öztürk, Ali Osman (2017): „19. yy. Popüler Alman Resim Albümlerinde Gazi Osman Paşa‘nın Alımlanması“. II. Uluslararası Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa ve Dönemi Sempozyumu, (5 – 7 Nisan 2017), Tokat/Türkiye. Bildirileri, s. 330-345.
Öztürk, Ali Osman (2013): “Interkulturelles Verstehen über Bilder. Japanerbild im Neuruppiner Bilderbogen aus dem 19. Jahrhundert“, Diyalog. Interkulturelle Zeitschrift für Germanistik, Sayı: 2013/1, s. 91-100.
Öztürk, Ali Osman (2013): „19. Yy. Alman Popüler Resim Sanatında Türkiye ve Türklerin Algılanması“. Prof. Dr. Kasım Eğit Armağanı. Festschrift für Prof. Dr. Kasım Eğit, İzmir, s. 227-236.
Öztürk, Ali Osman (2016): „«Der Fortschritt überall»? Der Neuruppiner Bilderbogen im Dienste der Aufklärung“. Hess-Lüttich, Ernest W.B. / Maltzan, Carlotta von / Thorpe, Kathleen (Hrsg.) Gesellschaften in Bewegung, Literatur und Sprache in Krisen- und Umbruchzeiten. Series: Cross-Cultural Communication – Volume 29, Frankfurt am Main, Berlin, Bern, Bruxelles, New York, Oxford, Wien, s. 305-320.
Öztürk, Ali Osman (2019): “Die Rezeption des Russisch-Osmanischen Krieges (1877-1878) in den Neuruppiner Bilderbogen aus dem 19. Jahrhundert”. In: Dağabakan, Fatma Öztürk, Leyla Coşan, Ahmet Sarı (Ed.). Ex Oriente lux: Literaturwissenschaftliche und imagologische Ansätze, Germanistik in der Türkei, Bd. 2, Logos Verlag, s. 37-53.
Schmidt, Peter (2001): „Soldaten und auf Bilderbogen der Neuruppiner Firma Oehmigke & Riemschneider“. Aggression, Gewalt, Kriegsspiel. Tagungsband des Internationalen Symposions vom 23. und 24. Oktober 1999 aus Anlass der Ausstellung „Krieg in der Kinderstube. Zur Geschichte des Kriegsspielzeugs“ im Niederrheinischen Freilichtmuseum [Grefrath/Kreis Viersen], 2001, S. 213-218 (= Stiftung Lore und Wolfgang Hoffmann für Spielzeug- und Kindheitsforschung)
Zaepernick, Gertraud (1972): Neuruppiner Bilderbogen der Firma Gustav Kühn, mit einem Beitrag von Wilhelm Fraenger. VEB E.A. Seemann, Buch- und Kunstverlag Leipzig.
[1] Bu bölümün yazılmasında Öztürk 2013: 227 vd. dan yararlanılmıştır.
[2] Metinde, Neuruppin popüler resimlerinin basıldığı matbaalar Gustav Kühn [K] ve Oehmigke & Riemschneider ise [OR] şeklinde kısaltılmıştır.
[3] Şeyh Şamil (Dini Önder): http://www.biyografya.com/biyografi/2415 (20.10.2018)
[4] 1877 yılında basılan resim için bkz. Öztürk 2019: 40.
[5] 1877 yılında basılan resim için bkz. Öztürk 2019: 43.
[6] “Tersane Konferansı adı verilen (…) konferansın kararlarını yumuşatmak için tahta yeni çıkmış olan II. Abdülhamit konferansın toplandığı 23 Aralık 1876 günü alelacele I. Meşrutiyet’i ilan etti. Ama gene de konferans Osmanlı Devleti’ne karşı çok ağır kararlarla sonuçlandı. Bu kararların Osmanlı Devleti’nce reddedilmesi üzerine Rusya, Paris Antlaşması’nın (1856) Karadeniz’de tersane ve savaş gemisi bulundurulmayacağına ilişkin hükümlerini tanımadığını bildirdi. Ardından da Ortodoks uyruklarına söz konusu antlaşmadaki hükümleri uygulaması için Osmanlı Devleti’ne baskıda bulunmaya başladı. Bu sırada Birleşik Krallık, Rusya’nın Osmanlılara savaş ilan etmesini önlemek amacıyla Londra Konferansı’nın toplanmasına önayak oldu. Ama Osmanlılar konferansta hazırlanan protokolü içişlerine müdahale sayarak reddettiler. Ülkedeki Panslavist akımların etkisiyle protokolün reddini bir savaş nedeni sayacağını önceden bildirmiş olan Rusya 24 Nisan 1877’de Eflak ve Boğdan’a girerek Osmanlılara savaş açtı. Osmanlılar, Kafkasya ve Tuna olmak üzere iki cephede, kendilerinden üstün durumdaki Rus ordusuna karşı zorlu bir savunma savaşı vermek zorunda kaldılar.” https://turkvedunyatarihi.tr.gg/1877_1878-Osmanl%26%23305%3B_Rus-Sava%26%23351%3B%26%23305%3B–k1-93-Harbi-k2-.htm (18.12.2019)
[7] 1877 yılında basılan resim için bkz. Öztürk 2019: 44.
[8] 1877 yılında basılan resim için bkz. Öztürk, 2019: 45.
[9] 1877 yılında basılan resim için bkz. Öztürk, 2019: 46.
[10] 1877 yılında basılan resim için bkz. Öztürk, 2019: 47.
[11] “13 Ekimde Rus Ordusu Planı uygulamak için harekete geçti. Ancak Osmanlı ordusu bu arkadan saldırıyı 14 Ekim’de fark etti ve 15 taburluk bir rezerv kuvveti Lazarev üzerine sürdü, fakat bu kuvvet sayıca fazla Rus ordusu ve Lazarev kuvvetleri karşısında yenilgiye uğradı çekilen kuvvetleri takip eden Lazarev’in askerleri bu askerlerin geri çekildiği tepeye de saldırdılar ve hızla Evliya Tepe-Vezinköy arasındaki hatta ulaştılar.15 Ekim günü Rus generali İvan Lazarev’in komutasındaki Rus birlikleri 3 saatlik top ateşi ardından önce Evliya Tepe’ye saldırdılar. Osmanlı askerlerini saklandıkları siperlerden söküp atmayı başardılar. Evliya Tepe’nin zirvesindeki Osmanlı askerleri bir süre daha dayandı. Alacadağ’dan gelen asker desteğine rağmen paniğe kapılarak dağıldılar. Ruslar Osmanlı Ordusunu ikiye ayırdılar. Alacadağ’daki ikiye ayrılan birlikler de saldırılara dayanamayarak Kars’a doğru kaçmaya başladılar. Ruslar 7 Osmanlı generali dahil 12.000 askeri esir aldılar. 5.000 Osmanlı askeri öldü veya yaralandı.
Bu muharebeden sonra Ahmed Muhtar Paşa ikiye ayrılan ordunun bir kanadındaki askerlerini Kars’a doğru geri çekti. Diğer bir kısım birlikler imha edilmemek için Erzurum Deveboynu boğazına kadar çekildiler; Ruslar burada Deveboynu Muharebesi’nde bu birlikleri yenilgiye uğrattılar, Erzurum Muharebesinde Rus Ordusu yenilse de, 3 ay sonra Erzurum imzalanan mütareke ile Rus ordularınca işgal edildi, Kars’a doğru ilerleyen Rus orduları Kars’ı kuşattı. 93 Harbi’nin Kafkas Cephesindeki son muharebesi 1 ay sonra Kars’ta gerçekleşti ve Rus ordularının zaferi ile sonuçlandı.[2] 1878 Martında Ruslar mütareke imzalandığında Çoruh Vadisi ve Bayburt yakınına kadar ulaşmışlar, Çoruh Vadisinde askeri harekatlarını sürdürmeye çalışmaktaydılar, Erzurum şehri haricinde Erzurum’un bütün çevresini de ele geçirmişlerdi.” https://ipfs.io/ipfs/QmT5NvUtoM5nWFfrQdVrFtvGfKFmG7AHE8P34isapyhCxX/wiki/Alacada%C4%9F_Muharebesi.html (20.10.2018)
“15 Ekim’deki Alacadağ Muharebesi’nde Ruslar takviye ile Osmanlı savunma hattını arkadan çevirdi ve Osmanlı’nın 5-6,000 ölü ya da yaralı ile 8,500 savaş esiri kaybı oldu. Kafkas cephesindeki Osmanlı kuvvetleri çözülmeye başladı. Kasım 1877’de Kars’ı ele geçiren Rus Orduları Erzurum’a yöneldi. Ahmed Muhtar Paşa Kars-Erzurum arasında kurduğu savunma hattında kış koşullarını iyi değerlendirerek üstün bir savunma savaşı verdi. Nene Hatun ve diğer Erzurumlu vatandaşların Aziziye Tabyası’nda büyük bir cesaretle yaptıkları savunma 93 Harbi’nin unutulmayan anlarını oluşturdu. Erzurum Rusların eline geçti. Savaşın bitmesinden sonra Rus ordusu Erzurum’dan geri çekildi ama Kars, Ardahan, Rize, Artvin ve Batum Berlin Antlaşması’yla Rusya’ya bırakıldı. Bu şehirler, yeni Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Sovyetler Birliği ile 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşması’na kadar Rusya’nın elinde kaldı.” https://turkvedunyatarihi.tr.gg/1877_1878-Osmanl%26%23305%3B_Rus-Sava%26%23351%3B%26%23305%3B–k1-93-Harbi-k2-.htm (20.10.2018)
[12] 1877 yılında basılan resim için bkz. Öztürk, 2019: 48.
[13] „Die nach einer Erzerumer Depesche gemeldete Niederlage der Türken bei Seidikan wurde dem »Daily Telegraph« als eine »große Schlacht« wie folgt beschrieben”. Ebda.
[14] Bkz. https://ipfs.io/ipfs/QmT5NvUtoM5nWFfrQdVrFtvGfKFmG7AHE8P34isapyhCxX/wiki/Alacada%C4%9F_Muharebesi.html (20.10.2018)
[15] “Bu muharebeden sonra Ahmed Muhtar Paşa ikiye ayrılan ordunun bir kanadındaki askerlerini Kars’a doğru geri çekti.” Agy.
[16] Örn. Alacadağ Muharebesi‘nde Großfürst Michail Nikolajewitsch Romanow’un idaresindeki Rusların 56.000 askeri ve 200 topu varken, Muhtar Paşa’nın emrinde 38.000 Osmanlı askeri ve 74 top bulunuyordu. Bkz. https://austria-forum.org/af/AustriaWiki/Russisch-Osmanischer_Krieg_%281877%E2%80%931878%29 (22.10.2018)